
Ben Ne Yapabilirim Deme: Evlerde Atık Yönetiminin Önemi
Kent yaşamının, zorlukları kadar kolaylıklarının da olduğunu söylemek mümkün. Çünkü taşra hayatının aksine kentlerde farklı imkan ve seçeneklere hızlıca ulaşabiliriz. Ancak bu hız ve seçenek fazlalığının doğurduğu büyük bir sorun var: Bu denli kalabalık kentlerin oluşturduğu atıklar…
Peki, evlerden çıkan atıkların kentsel atıklardaki payı ne kadar? Fark etmesek de küçük çöp kutularımız, aslında kocaman bir atık dağının parçası. Bu durumda her bir hanenin ve hane içindeki bireyin, atık yönetimi konusunda kamuyla beraber sorumluluğu paylaştığını söyleyebiliriz. Gelin bu sorumlulukların neler olabileceğine daha yakından bakalım.
Kent Yaşamının Görünmeyen Yüzü: Kentsel Atıkların Sınıflandırılması
Öncelikle evimizden çıkardığımız çöpler, an itibarıyla artık kentsel atıkların bir parçası haline geliyor. Bir kentin atık yönetiminin yapılması için de ilk olarak bu atıkların sınıflandırılması gerekiyor. Atıkların zararlı veya zararsız olduğu, nasıl oluştuğu ancak bu sınıflandırma ile belirleniyor. Daha sonrasında ise kentsel atıkların insan ve çevre sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi ya da bertaraf edilmesi oldukça önemli. “Tamam. Ama bunu kent yönetimlerinin yapması lazım.” diyebilirsin. Gerçek şu ki atık yönetiminde ilk aşama, atıkları kaynakta azaltmaktan geçiyor. Yani bu süreç aslında evlerimizde başlıyor.
Evsel Atıkların Kent Atıklarındaki Büyük Payı
Unutmayalım ki evde çöpe attığımız her bir ürün, aynı zamanda kentlerde oluşan atıkların bir parçası. “Bir fabrikanın atığı ile evlerin atıkları aynı olabilir mi?” diye düşünüyorsan TÜİK verilerini şaşırtıcı bulabilirsin.
TÜİK 2022 Atık İstatistiklerine göre 2022 yılında toplam 109,2 milyon ton atık oluştuğu biliniyor. Bu atıkların 26 milyon tonunu ise evlerdeki atıklar oluşturuyor. İmalat sanayinde oluşan atık miktarı ise 27 milyon ton. Yani evlerde oluşan atıklar ile fabrikalarda oluşan atıklar arasında bir uçurum değil, oldukça az bir fark var.
Peki, evlerde en çok çöpe atılan ürünler neler? Katı Atık Kirlenmesi Araştırma ve Denetimi Türk Milli Komitesi (KAKAD) ve Atık Kağıt Geridönüşüm Sanayicileri Derneği (AGED) işbirliği ile Türkiye’nin 4 büyük şehrinde yapılan araştırmaya göre evsel atıkların %61,28’ini mutfak atıkları oluşturuyor. Buna göre tüketmek için aldığımız gıdaların pek çoğunun çöpe gittiğini söyleyebiliriz. BM 2024 Gıda İsrafı Raporu’na göre bir kişinin yıl içinde israf ettiği gıda miktarı, ortalama 79 kg. Kısacası mutfaklarımız, lezzetli yemekler yaptığımız yerlerden öte evsel atıkların ve gıda israfının merkezi.
“Gereksiz hiçbir gıda ürünü satın almam ve yiyecekleri çöpe atmam.” diyebilirsin. Ancak maalesef rakamlar, gıda ürünlerini israf etmeme konusundaki hassasiyetin yaygın bir davranış olmadığı yönünde. FAO (Food and Agriculture Organization- Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) verilerine göre çöpe atılan gıdaların %45’ini sebze ve meyveler oluşturuyor. Ayrıca israf edilen sadece sebze ve meyveler değil; bu ürünleri üretmek, depolamak, tedarik etmek için harcanan enerji ve su. Bu yüzden “Ben ne yapabilirim?” demeden atık yönetimine evlerden başlamak, hepimizin sorumluluğu diyebiliriz.
Evlerde Atık Yönetimi Nasıl Yapılır?
Evlerde atık yönetimi yapabilmenin ilk şartı ise alışveriş alışkanlıklarını gözden geçirmekten geçiyor. Çünkü atık oluşturmanın temeli, aslında aldığımız ürünlerle doğrudan bağlantılı. Yalnızca ihtiyacımız olanı mı alıyoruz? Yoksa tükettiğimizden fazla mı alıyoruz ? İşte, bu farkındalık çöpe giden ve israf edilen ürünleri azaltmanın başlıca çözümü.
Atık yönetimi piramidinin başında atıkları önlemek ve azaltmak yer alıyor. Bu nedenle daha alışveriş yaparken ürünleri atığa dönüşeceği zamanı da düşünmek zorundayız. Çöpe gönderdiğimiz her bir ürünün sadece bizim için değil, doğal kaynaklarımız açısından da bir kayıp olduğunu unutmamalıyız.
İkinci aşama ise ürettiğimiz atıkları sınıflandırmak. Peki, bu sınıflandırmayı nasıl yapmalıyız? Öncelikle evinde oluşan atıkları, değerlendirilebilir ya da değerlendirilemez olarak ayırmalısın. Cam, metal, pil, biyolojik atık gibi farklı atık türlerini ayrı ayrı biriktirerek geri dönüşüme uygun ve zararlı maddeleri birbirinden ayırarak biriktirebilirsin. Daha sonra biriktirdiklerini, belediyelerin veya atık yönetimi yapan kurumların atık türlerine göre belirlediği toplama kutularına atabilirsin. Böylece oluşan atıkların değerlenmesi ya da geri dönüştürülmesi için büyük bir adım atabilirsin.
Sonuç olarak ne kadar az atık çıkarsa, o kadar az israf edilen ürün ve buna bağlı olarak israf edilen doğal kaynak olur. Bu nedenle aldığımız her ürünü ve attığımız her çöpü, çevre ve buna bağlı olarak dünyanın geleceği için faydalı mı zararlı mı diyerek değerlendirmemiz oldukça önemli. Evsel atıkların kentlerdeki payı düşünüldüğünde de bireysel kararların, büyük değişimler meydana getirmesi kaçınılmaz.
Sen de dünyanın geleceği için kalıcı çözümler arıyorsan “Yeteri Kadar En Doğru Karar” diyerek israfa karşı başlattığımız hareketin bir parçası olabilirsin.