Rüzgar Enerjisinde Maksimum Verim: Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Nedir?

Küresel enerji talebi hızla artarken sürdürülebilir ve yenilenebilir enerji kaynakları arayışı kritik bir öneme sahip. Bu noktada ise açık denizlerin güçlü ve sürekli rüzgarları, sürdürülebilir enerji devriminin anahtarı haline geliyor.

Deniz Üstü ve Karasal Rüzgar Enerjisi Arasındaki Farklar Neler?

Denizlerin ortasında yükselen devasa türbinler ve deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri, geleceğin en umut verici çözümlerinden biri olarak öne çıkıyor. Peki, deniz üstü rüzgar enerjisi nedir, karasal alternatiflerinden farkları nelerdir ve bu yenilikçi teknoloji dünyayı nasıl şekillendiriyor? Şimdi, bu geleceği birlikte keşfedelim. 

Deniz Üstü Rüzgar Enerjisi Nedir? 

Rüzgar enerjisi santralleri (RES), rüzgarın gücünden enerji üretmeyi sağlayan yenilenebilir enerji sistemleridir. Bu sistemlerin deniz üstüne taşınması fikri ise deniz üstü rüzgar enerjisini hayatımıza katıyor. 

Deniz üstü rüzgar enerjisini rüzgar türbinlerinin deniz alanlarına kurulmasıyla elde edilen enerji türü olarak tanımlamak mümkün. Karasal rüzgar santrallerinden farklı olarak bu türbinler denizin açıklarında bulunuyor. Böylece rüzgarın daha güçlü, sürekli ve sabit olduğu bölgelerde enerji üretimi sağlanıyor. Bu özelliğinden dolayı deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri, enerji üretimindeki yüksek performansları ile dikkat çekiyor. 

Deniz Üstü ve Karasal Rüzgar Enerjisi Arasındaki Farklar Neler?

Denizlerdeki rüzgar gücünden yararlanmayı mümkün kılan deniz üstü rüzgar enerjisi santrallerinin kara üstündeki rüzgar enerji santrallerine göre bazı avantaj ve dezavantajları bulunuyor.

Dezavantaj olarak değerlendirilen başlıca durum ise deniz üstü rüzgar türbini kurmanın, kara üstüne göre daha maliyetli olması. Ayrıca türbinlerin bakım ve şebeke bağlantısı gibi operasyonel süreçleri de daha karmaşık bir yapıda oluyor. 

Sistem deniz üstüne kurulması gerektiği için de coğrafi şartlar, deniz üstü rüzgar enerjisi santrallerinin küresel çapta yaygınlaşmasında oldukça etkili. Buna ek olarak yenilenebilir enerji kaynaklarının doğal kaynaklar olması sebebiyle rüzgar enerjisi santrallerinde, enerji üretimi sırasında dalgalanmalar yaşanması mümkün. Rüzgarın azalması veya dinmesi ihtimalleri göz önünde bulundurulduğunda sistemler, her zaman aynı verimlilikte enerji üretimi yapmayabilir. 

Ancak tüm dezavantajlara rağmen uzun vadeli olarak bakıldığında denizde rüzgar şiddetinin karaya oranla çok daha fazla ve sürekli olabilmesi açısından deniz üstü rüzgar enerjisi daha fazla kâr getiren bir yatırım olma özelliği taşıyor. 

Enerji üretim alanında yüksek verimlilik sağlayan bu sistemin diğer önemli avantajlarını ise genel olarak şu şekilde sıralayabiliriz: 

  • Denizde rüzgarın daha yüksek şiddette olması nedeniyle artan enerji üretimi
  • Rüzgar sürekliliğinin daha fazla olması ve pürüzsüzlüğün yüksek olması
  • Daha düşük türbülans
  • Karada RES yapılan alanların azalması ve RES projelerinde imar sıkıntılarının artması 
  • Deniz üstünde kamulaştırma bedellerinin olmaması
  • Yaşam alanlarından uzak olduğu için görüntü ve gürültü kirliliğine neden olmaması

Dünyada ve Türkiye’de Deniz Üstü Rüzgar Enerjisinin Gelişimi 

Avantajlarından da anlaşıldığı gibi deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri, rüzgardan yüksek verimlilikte enerji üretmek için etkili bir çözüm. Bu çözümü ilk olarak kullanan ülke ise Danimarka. 1991 yılında başlattığı proje ile deniz üstüne 11 adet 450 kW’lik türbin kurarak

4,95 MW gücünde elektrik üretimi sağlamış. 2020 yılı sonu itibarıyla da bu rüzgar türbinlerinin 35 GW kurulu güce ulaştığı belirtiliyor. 

Tabii ki sadece Danimarka’da değil, dünyada pek çok ülkede denizdeki rüzgarın gücünden yararlanmak için santraller kurulmaya devam ediliyor. Özellikle Avrupa’da deniz üstü rüzgar enerjisi projelerine ağırlık verildiğini söylemek mümkün. Hollanda, Belçika, İngiltere, Almanya ve Portekiz, deniz üstü rüzgar enerjisi santrali açısından öne çıkan ülkeler arasında. Peki, Türkiye’de bu konudaki gelişmeler neler? 

Türkiye, sahip olduğu uzun kıyı şeridi ve güçlü rüzgar potansiyeliyle deniz üstü rüzgar enerjisinde büyük bir avantaja sahip. Bu avantajı değerlendirmek için de projeleri hayata geçirmek üzere çalışmalara ve hazırlıklara devam ediliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Ulusal Enerji Planı’nda 2035 yılı için 5 GW deniz üstü rüzgâr enerjisi kurulu güç hedefi koyarken 2024’ün Ağustos ayında ise deniz üstü rüzgâr enerjisi için aday yerler belirlendi. Deniz üstü rüzgar enerjisi santrallerinin kurulacağı alanların Bandırma, Bozcaada, Gelibolu ve Karabiga kıyılarının açıkları olduğu belirtiliyor. 

Kısacası deniz üstü rüzgar enerjisi, geleceğin enerji kaynakları arasında kritik bir konuma sahip. Daha temiz bir enerji üretimi ve çevresel sürdürülebilirlik açısından büyük fırsatlar sunuyor. Türkiye gibi rüzgar potansiyeli yüksek ülkeler için bu teknoloji hem ekonomik kalkınma hem de enerji bağımsızlığı açısından bir dönüm noktası olabilir.

Tabii ki temiz enerji üretimi için rüzgar ve rüzgarın gücünden yararlanılan teknolojiler dışında farklı çözümler de mevcut. Bunlardan biri de hidrojen. Sürdürülebilir enerji üretiminde hidrojenin rolünü keşfetmek için “Sürdürülebilir Enerjinin Geleceği Hidrojen mi?” yazımızı okuyabilirsin.

Öne Çıkan Yazılar
10-12-2024

Teknoloji Çağında Sürdürülebilir Tüketim Mümkün mü?

Teknoloji, günümüz dünyasının ayrılmaz bir parçası. Çünkü artık pek çok gelişim ve değişimin temeli, teknolojiye dayanıyor.
10-12-2024

Sonsuz ve Sınırsız Tüketim Arzusu Nelerin Sonunu Getiriyor, Hangi Kaynakları Tüketiyor?

Zaman hızla geçiyor, teknoloji gelişiyor ve neredeyse her gün yeniden tüketeceğimiz yeni ürünler veya hizmetler ile karşılaşıyoruz.
04-06-2025

Yemeğim Bitmedi, Şimdi Ne Olacak?: Restoranlarda Gıda Atığı Yönetimi

Farklı yemekler yemeyi veya sokağında yeni açılan restoranı denemeyi istemek oldukça doğal. Özellikle de neredeyse her gün yeni bir seçeneğin ortaya çıktığı bu tüketim kültüründe... Ancak artık günümüzün ayrılmaz bir parçası haline gelen bu tüketim alışkanlığının arkasında görülmesi gereken bir bitmemiş tabaklar yığını var.
02-07-2025

Enerji İsrafı Evde Başlar: Değiştirebileceğimiz 4 Alışkanlık

Evlerimiz, kendimizi en rahat ve huzurlu hissettiğimiz alanlar olmasının yanı sıra aynı zamanda sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de etkileyen davranışlarımızın başladığı yerler. Çünkü ev ortamında farkında olmadan enerji israfına yol açabilecek alışkanlıklar edinebiliriz.